Untitled Page
ÇANAKKALE VE İLÇELERİ KÜLTÜREL TANITIM SİTESİ

   
  Çanakkale ve İlçeleri Web Tanıtım
  Ayvacık
 

AYVACIK İLÇESİ : 1330-1335 tarihleri arasında 15-20 haneli Kızılcatuğlu adlı küçük bir köy olduğu bilinen bu şirin ilçemizin kesin olarak hangi tarihte kurulduğu bilinmemektedir. Yöre,antik Assos ve Chryse kalıntıları ile ünlüdür.Ancak,genişlemesi ile ilgili olarak anlatılan hikaye ilginçtir.Aslen Tiflis’li olan Ümmühan Hanım,bugünkü Ayvacık ilçesine yakın bir yerde han işletmektedir.1514 Çaldıran Seferi nedeniyle yöreden orduya katılan askerlerde Ümmühan Hanım’ın hanında dinlenmektedir.Ümmühan Hanım bu askerlerden birisini savaşta ölen kocasına benzeterek onunla evlenir ve Ayvacık’a gelir.Daha sonra civarda bulunan diğer köyleri de dolaşarak köylülerin Ayvacık’a yerleşmelerini ve bu sebeple beldenin gelişmesini temin eder.Bugün bu şirin ilçemiz sınırları içerisinde bulunan ,Türk-İslam mimarisi özelliklerini en iyi bir şekilde yansıtan eserler şunlardır: Hüdavendigar Camii ve Ümmühan Hatun Camii’dir.İl merkezine 75 km. mesafededir.

Ayvacık, Çanakkale

Koordinatlar: x°x′x″N, x°x′x″E

Ayvacık, Türkiye
Çanakkale Siyasi Haritası

Çanakkale Siyasi Haritası
Harita
Turkiye'de yeri

Turkiye'de yeri
Bilgiler
Şehir nüfusu x (2007)
İlçe nüfusu 30.604 (2007)
Yüzölçümü 874 km²
Rakım 270 metre
Koordinatlar x°x′x″N, x°x′x″E
Posta kodu x
Alan kodu x
İl plaka kodu 17
Yönetim
İl Çanakkale

Ayvacık, Çanakkale ilinin bir ilçesidir. Turizm ön plandadır.

Coğrafi ve Tarihi Özellikleri

Ayvacık, sırtını Antik dönemlerin efsaneleriyle beslenen İda Dağı'na (Kazdağı) dayayan; yüzünü birçok efsanenin doğuşuna kaynaklık eden Ege Denizi'ne çeviren yeşilin ve mavinin en güzel tonlarının yaşandığı bir kavşaktır.

Asya'nın ve elbetteki,Anadolu'nun en uç noktası olan Bababurnu ilçe sınırları içindedir. Bababurnu'ndan Midilli Adası yalnızca 4 mildir.İlçenin 78 km' lik uzun bir sahil şeridi vardır. İlçenin yüzölçümü 874 km² dir. Denizden yüksekliği 270 m olan volkanik bir plato üzerinde bulunan ilçe, arazi yapısı bakımından dağlık ve tepeliktir. İlçenin en büyük ovası 30 km² ile Tuzla Ovası'dır. Bunu Kösedere ve Babakale Ovaları izler.

Ayvacık ilçesine bağlı 64 köy ve 2 belde bulunmaktadır. İlçe genelinin nüfusu 30640' tır. Yöre halkı, oldukça zengin bir kültür yapısına sahiptir. Yörük ve Türkmen köylerinde, kendilerine özgü kültürel farklılıklar yaşanmaya devam etmektedir. Ayvacık köyleri, bulundukları mevkilere göre; kuzey tarafına düşen Kaz Dağı eteklerindeki orman köyleri Dere kolu ; güneydoğusuna ,- Küçükkuyu istikametine- düşen köyler Yalı kolu ve güney batısında - Baba Burnu yönünde- bulunan köylerimiz ise, Kıran kolu olarak adlandırılmıştır. Dere kolu köyleri çoğunlukla orman işleriyle ve hayvancılıkla geçimini sağlar. Yalı kolu ise, zeytinciliğin miktar ve kalite olarak yüksek olduğu bölgemizdir. Kıran kolu adından da anlaşıldığı üzere Türkiye ortalamasının çok altında yağış alması sebebiyle ziraata elverişli değildir. Bu köylerimizde küçükbaş hayvancılık ve halıcılık en önemli üretim alanıdır. Yaz ayları geldiğinde Kaz Dağları'na olan göç halen sürmektedir.

Yapımı devam eden Ayvacık barajının ve sulama kanallarının bitmesiyle birlikte yöremizde sulanabilen alan genişleyecek ve uğraşılan zirai konular miktar ve cins itibariyle artış gösterecektir. Dağları denize paralel olarak uzanmakta ve sahil şeridinde olağanüstü güzel koylar birbirini izlemektedir. Son yıllarda yoğun ilgi gören bu koylar, turizm için cazibe merkezi haline gelmeye başlamıştır.Ekolojik dengeler korunarak turizme açılan bu bölgelerimiz, Ayvacık halkının geleceğinin sigortasıdır. Turizmin yanısıra zeytincilik ve zeytinyağı üretimi, halı dokumacılığı, odun kömürü, peynir ve hayvancılık önemli gelir kaynakları arasındadır.

Ayvacık ilçesinin Edremit Körfezi'ne bakan güney kıyısı Akdeniz ikliminin etkisini gösterirken, iç kısımlara gidildikçe Marmara ikliminin etkisi artmaktadır.

Rivayete göre; Kızılcatuzla kazasına bağlı 15-20 hanelik küçük bir yerleşim yeri olan Ayvalıoba'nın Dere Mahallesinden 1514 yılında Çaldıran Savaşı'na katılan ve ismini bilmediğimiz bir delikanlı, zaferden sonra Osmanlı Ordusu'yla Azerbaycan'ın başkenti Tebriz'e gider. Tebriz'de bir han avlusunda dinlenirken hanın sahibesi olan Tiflis'li Ümmühan Hatun ile tanışır. Zengin bir dul olan Ümmühan Hatun, askerde ölen kocasına çok benzettiği Ayvalıobalı adsız kahramanla evlenerek oradaki bütün mal varlığını satar ve kasabamıza gelip yerleşir.

Ayvalıoba'ya yerleşen Ümmühan Hatun ve eşi, ilk iş olarak çevredeki Küplü, Doğanlar, Garipçeler, Tekke ve Çaltı obalarını dolaşarak buralarda yaşayanları Ayvalıoba'ya davet etmişler ve bu obaları kaynaştırıp bütünleştirmişlerdir. Ümmühan Hatun, bu sürede köyünün kasaba olmasını sağlamış ve burada beraberinde getirdiği para ile kendi adını verdiği, bugün yeniden yapılmış olan "Ümmühan Hatun" camiini yaptırmıştır. Daha sonra, yaklaşık 10 km mesafeden kasabasına su getirmiş, bir de hamam yaptırarak yerleşen obalara rahat bir ortam sağlamıştır. Ümmühan Hatun bahçesine diktiği ayva ağacının cılız ve cansız olduğunu görerek kasabamıza küçük ayva anlamına gelen "AYVACIK" adını vermiş ve bu ad günümüze kadar ulaşmıştır.

İlçemiz, ilkçağlardan bu yana çeşitli kavimler tarafından yerleşim alanı olarak kullanılmıştır.Bölgede yaşayan ilk toplulukların Mysyalılar ile Luviler olduğu sanılmaktadır. Ardından Hititler, Lidyalılar ve Persler'in hakimiyetine girmiştir.M.Ö. 334'te Büyük İskender'in aldığı bu bölge, onun ölümüyle Bergama Krallığı'na bağlanmış, daha sonraları ise , Roma ve Bizans idaresine girmiştir.

Selçuklu Beyleri'nden Emir Çaka Bey bugünkü Ayvacıklıların ataları sayılan pek çok Oğuz boyunu (Ahmetli, Çetmi, Karakeçeli, Kızılkeçeli...vb.) bölgeye yerleştirmiştir. Bu boylar, Haçlı Seferleri sırasında bölgeden geçen Haçlı ordularına karşı koy-muşlardır. 1296'da Balıkesir'i başkent yaparak beyliğini kuran Çaka Bey Bayramiç, Ezine ve Ayvacık civarını da topraklarına kattı. Karesi Bey'in ölümünden sonra başlayan taht kavgalarından faydalanan Osmanlılar, I. Murat zamanında Ayvacık bölgesini alarak yarım asır süren Karesi hakimiyetine son vermişlerdir. Karesi Bey'in kurduğu Kızılcatuzla kazası I. Murat devrinden itibaren bölgenin merkezi haline gelmiştir. Fakat ulaşım güçlüğü sebebiyle ilçe merkezi, 1876'da Ayvalıoba'ya (bugünkü Ayvacık) nakledilmiştir.

Kurtuluş Savaşı döneminde Yunanlılar, 28 Mayıs 1919'da deniz yoluyla gelerek Ayvacık'ın işgaline başladılar, 4 Temmuz 1920'de Ayvacık merkezini ele geçirdiler. Milis kuvvetleri oluşturarak direnişe geçen Ayvacıklılar, Hafız Ahmet Hamdi Efendi başkanlığında Ayvacık Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'ni kurdular ( Ahmet Hamdi Efendi ilk Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne Biga Sancağı'nı temsilen katılan üç milletvekilinden biridir.). Büyük Taarruz sonrasında, 18 Eylül 1922'de kaçan Yunan birliklerini takip eden Reşat Bey komutasındaki Milli Kuvvetlerimiz, 21 Eylül 1922'de Ayvacık'ın işgaline resmen son vermişlerdir.1876'da ilçe olan Ayvacık, 1926'da Ezine'ye bağlanmış, 1928'de Milli Mücadele'ye katkılarından dolayı, tekrar müstakil ilçe haline getirilmiştir. Ayvacık ilçesi, her ne kadar Türkiye'nin ve Asya 'nın en batı noktasında bulunsa da pek çok hizmet ve ekonomik kalkınma açısından maalesef istenilen duruma erişememiştir.Ayrı ayrı uğraş alanı olarak oldukça fazla dal olmasına rağmen, bunlar küçük birer aile işletmesi olma sınırının ötesine geçememiştir.

Panayır Geleneği

Uzun yıllardır yöre halkının yıllık ihtiyaçlarını karşıladığı, tanışıp kaynaştığı bir şenlik havasına dönüşen panayır geleneği, günümüzde de devam etmektedir.26 Mayıs'ta başlayan ve beş gün devam eden Ayvacık panayırı geçmişte ulaşım zorlukları sebebiyle birtakım ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük çeken halk ile satıcıyı buluşturmayı amaçlamışken, günümüzde daha çok eğlence yönü ağır basmaktadır.Nitekim, binlerce büyük ve küçük baş hayvanın alınıp satıldığı hayvan pazarı artık kurulmamaktadır.Eski bir geleneğin izlerini görmekten hoşlanacakları ve yöremizde yetişen oğlakların tadına bakmak isteyenleri, 26 Mayıs'ta ilçemize bekliyoruz.

Geçim Kaynakları

Halı ve Kilim Dokumacılığı

İlçenin önemli gelir kaynaklarından biri halı dokumacılığıdır. İlçemizin özellikle Yörük köylerinde halı ve kilim sanatı, en çarpıcı ve göz alıcı örnekleriyle, varlığını sürdürmektedir. Orta Asya'nın derinliklerinden, Asya'nın en batı ucuna kadar süren Yörüklerin göçleri ve konakladıkları her coğrafya, iklim ile hayatın iyi ya da kötü yönleri, Yörük kadınlarının marifetli parmakları sayesinde, düğüm düğüm halı ve kilim desenlerinde yaşamaya devam etmektedir.Yörük halıları, hikayelerine göre desen, desenlerine göre de isim alırlar.Turnalı,oklu,kabak çiçeği,elek,altın tabak,hayat ağacı, Türkmen gülü,yeşil budak,baratlı,eski Yörük,eli belinde bu desenlerden en çok bilinenleridir.Ayvacık halı ve kilimleri, desenlerinin orjinalliği sayesinde; dünya halıcılık literatüründe haklı bir üne sahiptir.

Ayvacık Kaymakamlığı bünyesinde Yörük kültürünün bu önemli ögesinin orjinalliği ve kalitesinin bozulmadan devam etmesi ve üreticinin emeğinin en iyi şekilde değerlendirilmesi amacıyla Halıcılık Okulu kurulmuştur. Halıcılık Okulu'nun %100'ü kök boya, kirmani ip (el eğirmesi) kullanılarak dokutulan halıları, iç ve dış pazarda büyük ilgi görmektedir. Ayvacık, Yörük kilim ve halılarının kalitesine öylesine güven duymaktadır ki 300 yıl garanti vermektedir. 29 Köyümüzden 400 üyenin katılımı ile kurulan Süleymanköy Tarımsal Kalkınma Kooperatifi,(DOBAG) Marmara Üniversitesi ile işbirliği yaparak yörede dokunan halıların otantik ve geleneksel yapısının korunmasına çalışmak-tadır.Süleymanköy Kooperatifi, yıllık 2000m2 civarında ihracat yapmakta, yöremize önemli bir döviz girdisi sağlamakta, Ayvacık'ın Avustralya'dan Amerika'ya kadar pek çok ülkede tanıtımına, zaman zaman getirdiği turist kafileleriyle de ilçe turizmine katkı sağlamaktadır.

Odun Kömürü

Mangal kömürü olarak da bilinen odun kömürü üretimi, Ayvacık yöresinde yoğun olarak sürdürülmektedir. Kaz Dağları'nın ve Ege Denizi'nin etkisinde kalan yöre ağaçları, en kaliteli mangal kömürü üretimini sağlamaktadır.Elbetteki, bu uğraşı sebebiyle yöremizde yoğun bir şekilde ağaç kesimi olduğu ve her geçen sene biraz daha yeşilliğimizin azaldığı da reddedilemez bir gerçektir. En yoğun olarak ayvacığın BİLALLER köyünde yapılmaktadır.Müşterilerimizi köyümüze bekleriz.En iyi kömürü HAKKI AKÇA'da bulabilirsiniz.

Ezine Peyniri

Her ne kadar ismini komşu ilçe olan Ezine'ye kaptırmışsa da yöremizin özellikle kekik ve diğer zengin bitki örtüsüyle beslenen koyun, keçi ve inek sütü karışımı ile elde edilen Ezine peyniri, ilçemizde mevcut olan çok sayıdaki mandırada üretilmektedir. Kalitesiyle Türkiye genelinde bilinmekte ve aranılmaktadır.

Hayvancılık

Kaz Dağları'nın eteklerindeki, kekik ve her türden bitki örtüsü sebebiyle et ve süt kalitesi en üst düzeydedir. Bunun sonucu olarak Ayvacık yöresinin hayvan ürünleri, yoğun talep görmektedir. Ancak, yörede bilinçli bir hayvancılık kültürü oluşmadığından, bu talep karşılanamamaktadır. Geçmiş yıllarda, özellikle 26 Mayıs Ayvacık Panayırı zamanında, Türkiye'nin dört bir yanından gelen hayvan tüccarları vasıtasıyla binlerce büyük ve küçükbaş hayvan sevkiyatı yapılırken, günümüzde bu canlılık kalmamıştır. Türkiye'nin başka yerinde pek rastlanmayan koru hayvancılığı denen ilkel hayvancılık metodu yüzünden hayvancılık yavaş yavaş bitme noktasına gelmektedir.

Tarihi Yerleri

Apollo Smintheus Tapınağı

Apollo Smintheus Tapınağı, eski adıyla Külahlı olarak bilinen Gülpınar Beldesi'nin kuzey-batısıyla, kuzey doğusu arasında kalan vadinin başlangıç eteklerinde Bahçeler-içi olarak adlandırılan mevkide yer alır.

Su yönünden zengin olan bu yöre, yeraltı kaynak suları ile beslenmekte; büyük olasılıkla antik çağlarda oluşturulan yeraltı kanalları ile ana merkeze aktarılmaktadır. Tapınağın yapıl-dığı Hellenistik çağda da yörede suyun bol olması Apollon kültünün bir simgesidir. Çünkü; tanrı Apollon kehanette bulunmak için her zaman suya gereksinim duymuştur.Tapınağın bu alanda kurulmuş olması da bu nedenle olmalıdır.

Arkeologlar, mimarlar ve sanat tarihçileri için Hellenistik Çağ (M.Ö.330-30) ve mimarisi çok sevilen ve ilgi duyulan bir konu olarak karşımıza çıkar. Gülpınar Apollon Smintheus Tapınağı da Hellenistik dönem için konusunu Homeros'un Ilyada Destanı'ndan alan kabartmaları yanında mimarî tasarım ve stili ile dikkatleri üzerinde toplar.M.Ö.150 yıllarında Ion stilinde yapılan tapınak, kuzey-batı Anadolu'da, Troas bölgesinde bugün için tek örnektir. Tapınak'ta Hellenistik Çağ Anadolu mimarlığına imzasını atan Mimar Hermogenes'in uyguladığı pseudodipteros (yalancı iki sıralı sütun) plân tasarımı kullanılmıştır.Ön ve arka cephelerinde 8, uzun kenarlarında ise 14'er sütun dizisi yer alır. Tapınağın ölçüleri; dar yüzler 23.20 metre, uzun kenarlar ise 41.65 metredir.Alt yapısında üç farklı tür taş kullanılmıştır. Temel, yöreye özgü volkanik tüf taşından yapılmıştır. Üzeri, çevrede çok görülen andezit-bazalt taşı ile kaplıdır. Temel ve 11 basamağın en son kaplaması mermerdir. Mermer bloklarla döşenen kutsal alan, üç odadan oluşur. Bunlar; giriş sırasıyla, pronaos (kutsal ön oda), naos (kutsal oda) ve opisthodomos (arka oda) tur.Naos'ta, Paroslu heykeltraş Skopas'ın yaptığı ve 110 cm'lik bacak parçası ele geçen, tanrı Apollon'un heykelinin yer aldığı bilinmektedir.

Alexandria Troas Helenistik Çağ sikkelerinde görülen ve antik kaynaklarda bahsi geçen tanrı Apollon'un tapınak cephesinde duran, adını aldığı fare-smintheus'a basar biçimde tasvir edildiği sanılan kutsal heykeli olasılıkla, 5metre boyundadır.

Stylobat denilen plâtformda yer alan ve Anadolu Attik tipi bir kaide üzerinde yükselen 44 adet sütunun her biri üst üste konmuş 7 parçadan (tamburdan) oluşur. Yedinci sütun tamburu, boğa başı-çelenk süsleri veya mitolojik insan figürleri ile bezelidir. Bu son tamburun üzerine gelen başlık, Ion stilinde yapılmıştır. Sütunların üzerinde üst yapı elemanları olarak sırasıyla, inci dizisi ile süslü arşitrav (baştaban) ile friz adı verilen ve üzerinde,Yunanlılar ile Troialılar arasındaki Troia Savaşları'nı anlatan mitolojik konuları içeren kabartma bloklar yer alır. Yapı, daha sonra diş sırası (dentil), saçak (geison), üçgen alınlık (pediment) ve kırma çatı ile son bulur.Tapınak, yaklaşık olarak 5 katlı (15 metre) bir apartman yüksekliğindedir. Marmara Adası mermerinden inşa edilen tapınağın mimarı ve yaptırıcısı bilinmemektedir.Ilyada anlatımları, çeşitli çağlarda vazolar üzerinde, duvar resimlerinde, mermer lahitlerde betimlenmiştir. Ancak bir tapınakta, ilk kez olarak Gülpınar Apollo Smintheus kutsal alanında karşımıza çıkar.

Roma Dönemi Köprüleri

Tarihte Troas bölgesi olarak geçen Biga yarımadası Roma döneminde antik kentleri birbirine bağlayan yol sistemine sahipti. Köprüler ise bölgedeki ticareti elde tutmak için gerekli olan bu yol ağının önemli bir parçası idi. İlçe sınırları içerisinde bu dönemden kalma iki antik köprü yeralmaktadır.Bunlardan birisi Tuzla Köyü'nün 4km. batısında Küçük- kuyu beldesindedir. Gülpınar yakınında yer alan Chryse antik kenti ile Ezine ilçesi Dalyan Köyü'nde yer alan Aleksandreia Troas antik kentini birbirine bağlayan köprünün günümüzde 93 m lik bölümü açıktadır.7 m' ye yaklaşan muhteşem köprünün kemer ayaklarının 3-4 m lik kısmı toprak altındadır.

Assos

Athena Tapınağı, Assos
Athena Tapınağı, Assos

İlçeye bağlı Behramkale Köyü, Çanakkale'nin ve Türkiye'nin en önemli turizm alanlarından biridir.

Assos (Behramkale)

Ayvacık'ın sahil köylerinin en önemli özelliği Adatepe'den başlayarak kıyıya paralel uzanan tepelerin deniz gören yüksek kesimlerinde yerleşmiş bulunmasıdır. Behram (Assos), Ayvacık'ın güneyi boyunca bir gerdanlık gibi dizilen köylerimizin ortasında adeta bir elmas gibi gözleri kamaştıran güzelliği ile boy göstermektedir. Dünyada antik şehir kalıntısı içinde yaşamaya devam eden biricik köydür.

Assos, Eski Anadolu'nun batısında, Troas bölgesinin güney kıyısında, 238 metre yükseklikteki bir bazalt tepesi üzerine kurulmuş antik bir şehirdir. Örenleri, Behram Köyü civarında görülmektedir. Tepenin kuzey eteğinde, Satnioeis (Tuzla Çayı) akmaktadır.

Assos, Lesbos (Midilli) adasındaki Methymna şehrinden gelen Aioller tarafından kurulmuştur. M.Ö.560-547'de Lydialılar'ın, M.Ö.547-479'da Persler'in egemenliği altında bulunmuştur. Bağımsızlığa kavuştuktan sonra Attika Deniz Birliği'nin bir üyesi olmuştur. M.Ö.405'te Assos'ta oligarşik bir hükümet kurulmuştur. M.Ö.366 yılında Phrygia satrabı Ariobarzanes, Pers Kralı'na karşı ayaklandığı zaman, büyük bir banker ve işadamı olan Eubulos Ariobarzanes ile bir olarak Atarneus'tan Assos'a kadar bütün kıyı bölgesini elde etmiştir. Ariobarzanes'in düşmanları Lydia satrabı Autophradates ve Karia satrabı Maussollos, Assos'u muhasara ettikleri zaman, Eubulos, şehri başarı ile savunmuştur. Sonunda Sparta Kralı Agesilaos'un işe karışmasıyla kuşatma kaldırılmıştır.

M.Ö.350 yılında Assos'un idaresi Hermias'ın eline geçmiştir. Hermias, Eubulos'un bir hadım kölesidir; fakat çok kabiliyetli olduğu için, Eubulos onu öğrenim için Atina'ya göndermiştir. Hermias, orada Eflatun'un öğrencisi olmuş ve Aristo ile dostluk kurmuştur. Anadolu'ya döndükten sonra, hem para hem de devlet işlerinde Eubulos'un ortağı ve arkadası olmuştur. Hermias, Assos şehrini Eflatun'un öğrencileri olan Erastos ile Koriskos'a hediye etmiştir; onlar da orada bir felsefe okulu kurmuşlar, devlet idaresinde de Hermias'a etki yapmışlardır. Eflatun'un ölümünden sonra, Hermias'ın daveti üzerine Aristo, Ksenokrates ile beraber Assos'a gelmiş ve orada ilk felsefe okulunu kurmuştur. Bu şekilde Assos, Aristo'nun orada kaldığı üç yıl zarfında (347-345) Yunan tefekkür hayatının önemli bir merkezi olmuştur. Kıstoa Okulu'nun ikinci başkanı olan Kleanthes (330,231) Assos'ta doğmuştur.

Hermias'ın ölümünden sonra (M.Ö.342) Assos, yine Persler'in egemenliği altına girmiş, M.Ö.334'te Büyük İskender tarafından kurtarılmış, ondan sonra bütün Troas bölgesi gibi, muhtelif hükümdarların egemenliği altında bulunmuş, sonra Bergama Kralları'nın ve bütün Bergama Krallığı ile beraber M.Ö.l33 yılında Romalıların eline geçmiştir. Assos adı, tarihte bundan sonra geçmemekle beraber önemini kaybetmemiştir. Assos'a Bizans zamanında Makhramion adı verilmiştir, bugünkü adı Behram, oradan gelmektedir.

Assos'un önemi, özellikle Aleksandreia Troas'tan, Adramytteion'a, oradan da Bergama'ya kadar giden yola hâkim olmasındandır. Bu yüzden, şehir ilk zamanlardan beri iyice tahkim edilmiştir. Büyük bir kısmı iyi korunmuş olan surlar ve kapıları, M.Ö.IV ve III. yüzyıllarda yapılmıştır; bunlar Yunan tahkimat sanatının parlak bir örneği sayılabilir. Öbür binalar arasında özellikle şehir tepesinin en yüksek noktasında bulunan Athena Tapı-nağı'nın önemi, anılmaya değerdir. Bundan başka bir tiyatro, bir gymnasion ve agoranın kuzey kenarındaki bir stoanın örenleri de vardır. Deniz kenarından hala eski dalgakıranın kalıntıları görülebilmektedir. Batı Akropolis' te ise her iki kenarında da mezarlar bulunan bir sokak göze çarpmaktadır. Ayrıca birçok mezar anıtı da bu sokakta yer almaktadır.

Assos (Behramkale İskelesi)

Athena Tapınağı'nın yükseldiği tepeden denize bakıldığında antik iskelenin su altındaki kalıntıları rahatlıkla görü-lebilmektedir. Lesbos (Midilli) ile Assos ara-sındaki dini ve siyasal bağ düşünüldüğünde; buranın işlek bir liman olduğunu tahmin etmek güç olmasa gerek. Bugün batık olan antik limanın yerine yapılmış olan iskele, tarihteki eski hareketliliğini kaybetmişse de , güzelliğiyle ziyaretçilerini büyülemeye devam etmektedir. İskele, seksenli yıllara kadar palamut sevkiyatında, burada bulunan yapılar da palamut ambarı olarak kullanılmakta iken, günümüzde her ikisi de turizm amaçlı faaliyet göster-mektedir.Palamut yüklü deve kervanlarının yerini, dünyanın dört bir yanından akın akın gelen turist konvoyları almaktadır.

AYVACIK İLÇESİ KÖYLERİ (KIRMIZI BAŞLIKLAR AKTİFTİR)

Adadepe, Ahmetçe, Ahmetler, Akçin, Arıklı, Babadere, Babakale, Baharlar, Bahçedere, Balabanlı, Bademli, Behram, Bektaş, Bilaller, Budaklar, Büyükhusun, Cemaller, Çaltıkköy, Çamkalabak, Çamköy, Çakmaklar, Çınarpınar, Demirciköy, Dibekli, Erecek, Güzelköy, Hüseyinfakı, İlyasfakı, Kayalar, Keçikaya, Kestanelik, Kırca, Kısacık, Kızılkeçili, Kocaköy, Korubaşı, Koruoba, Kozlu, Koyunevi, Kösedere, Kulfal, Küçükçetmi, Küçükhusun, Misvak, Naldöken, Nusratlı, Paşaköy, Pınardere, Sapanca, Sazlı, Süleymanköy, Söğütlü, Şapköy, Tabaklar, Tamış, Tartışık, Taşağıl, Taşboğaz, Tuzla, Tuztaşı, Uzunalan, Yeniçam, Yeşilyurt, Yukarıköy

Türkiye'nin İllerinin Haritası Çanakkale İlçeleri Türk Bayrağı

Ayvacık  Bayramiç  BİGA   BOZCAADA  ÇAN  ECEABAT  EZİNE  GELİBOLU  GÖKÇEADA  LAPSEKİ  YENİCE

Türkiye'nin İllerinin Haritası Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin İlleri Türk Bayrağı

AdanaAdıyaman AfyonkarahisarAğrı AksarayAmasya AnkaraAntalya ArdahanArtvin AydınBalıkesirBartınBatmanBayburtBilecikBingölBitlisBoluBurdurBursaÇanakkaleÇankırıÇorumDenizliDiyarbakırDüzceEdirneElazığErzincan ErzurumEskişehirGaziantepGiresunGümüşhaneHakkariHatayIğdırIspartaİstanbulİzmirKahramanmaraşKarabükKaramanKarsKastamonuKayseriKırıkkaleKırklareliKırşehirKilisKocaeliKonyaKütahyaMalatya ManisaMardinMersinMuğlaMuşNevşehirNiğdeOrduOsmaniyeRizeSakaryaSamsunSiirtSinopSivasŞırnakTekirdağTokatTrabzonTunceliŞanlıurfaUşakVanYalovaYozgatZonguldak

 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol